Ece Aymer & Atölye Beyaz


“Uyum içinde uyumsuzluk… Belli renkler devam ederken eski ve yeni eşyalar bir arada olabilir ya da bütün eşyalar takımsa aksesuarlarda her renk kullanılabilir.”

 

4 saatlik yolculuk sonrasında, ankara’da, Ümitköy diye şipşirin bir semtte, Atölye Beyaz’ın kapısındayım.

İçeri giriyorum, Ece Aymer öğrencileriyler derste.

Tam da beklediğim gibi; blogundaki doğal, sempatik, cıvıl cıvıl kadın!

Çalışkan bir arı, sevecen ve ilgili bir anne, başarılı bir dekoratör, işine aşık ve i-na-nıl-maz sabırlı, paylaşımcı bir kadın! Gülümsemesi yüzüne yapışık gibi duranlardan, bir çeşit pozitif enerji dağıtıcısı!

Kiminiz yakından tanıyor, web sayfasına, bloguna, TV programına müptela olmuş durumdasınız. Ancak dekoratif boyama konusuyla ilgisi olmayanlar onu tanımıyor olabilirler.

Ece AYMER, Ankara’da Atölye Beyaz’da haftanın 6 günü eğitim veren, bununla da yetinmeyip Ankara’da olmayanlara da uzanabilmek için şu anda harıl harıl kitap yazmakta olan, Kanal B’deki programında kısıtlı zamanlarda harikalar yaratan bir kadın.

Evet doğru, elinin altında yıllardır emek emek biriktirdiği gerçekten inanılmaz büyük bir resim koleksiyonu var, ama resimleri asla olduğu gibi kullanmıyor, bu şekilde tüm objelerine nitelik kazandırıyor!

Biraz hayalgücü,  gören bir göz, açık bir algı ve tabii ki bol miktarda ince zevk!

Sonuç: Harika kompozisyonlar!

Yani bir resme/objeyi gördüğünde, bakmakla yetinmeyip, onların bitmiş halini görüyor.

İşte onu Ece AYMER yapan da bu zaten!

                                                                                                      ****

Kendinizden bahseder misiniz?

Tipik yay burcu. Yani hayatı dolu dolu yaşamayı seven, her şeyi yapabileceğini savunacak kadar gözü kara, kendine güvenen, heyecanlı günler geçirmek uğruna devamlı yenilik ve atılım peşinde koşan, çok iyi bir full-time anne, part-time eş (!), hayvansever, doğasever, çocuksever; kendini güldüren, koruyan, öven insanlara hayran, her zaman sakin ve pozitif, 46 yaşında bir Türk kadını…

Dekoratif boyamaya ve eğitmenliğe nasıl başladınız? Kendiniz dekoratif boyama eğitimini nasıl aldınız?

Anne tarafımda hemen hemen herkes sanatçı. Bazıları bunu profesyonelce, para kazanarak  yapıyor; opera sanatçısı, tiyatrocular, şarkıcı, ressam, yani  annemden dolayı, sanatçı genler taşıyorum zaten. Çocukluktan beri süslemeye, boyamaya çok meraklıydım, orta sondayken patronsuz dikiş dikerdim. Bu birikimler içimde kalmış olmalı ki, Bilkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi iken, saatlerime uyduğu için ahşap boyama kursuna yazılmaya karar verdim. Truva Sanat atölyesi idi burası ve öğretmenim de Sibel Hanım, kendisi hayata bakışımı değiştiren insanlardan birisidir. İlk üç ayda kendim bu işi yapmam gerektiğine karar vermiştim. Sibel Hanım’dan da onay çıkınca, oğlum Can 1 yaşına yeni girmişken hem okulda part-time hocalığa devam ettim hem de evimizin en alt katında ilk kursiyerlerimle derse başladım. Beklediğimden çok daha fazla ilgi çekmişti benim küçük atölyem. Bu arada okuldaki bilgisayar dersine, part-time bile olsa hep hazırlanmam gerekiyordu ve Can daha 1 yaşında ilgi bekleyen bir bebekti… Neyse her şeye olumlu tarafından bakıp, ani ve doğru kararlar vererek istediğim yönde ilerleyince, kısa zamanda her şey rayına girdi.

Nelerden ilham alıyorsunuz? Ne gibi objeleri boyuyorsunuz?

“Country” diye adlandırdığımız tarzda çalışmaları çok seviyorum; yani koyu yeşiller, bordolar, lacivertler, kremler, hayvan ve çiçek resimleri… Dolu dolu görüntüler hoşuma gidiyor. Tabii bir de beyaz renk var hayatımda. Evim beyaz ağırlıklı, atölyemiz zaten “Atölye Beyaz”. Objeye ilk baktığımda kafamda şekillenen son bitmiş haline uygun ne gerekiyorsa o doneleri kullanarak, sonunda cici, sıcak objeler yaratmaya çalışıyorum.

Sizce isteyen herkes dekoratif boyama yapabilir mi? Yoksa yetenek, biraz önsezi ve “gören” bir göz şart mı?

Tabii ki eğer yetenekli, risk alabilen, denemelere açık, araştırmacıysanız her şeyde olduğu gibi bu işte de diğerlerinden bir farkınız olacaktır. Ama bunlar yoksa da yapılabilecek en basit, en rahatlatıcı hobi…

Dekoratif boyama masraflı bir hobi mi, yoksa aile bütçesine katkı mı?

Bana göre oldukça masraflı. Harcadığınız parayı kağıda dökerseniz yüklü bir yekunla karşılaşabilirsiniz.  Burada en önemli olan, size ait olan belli bir parayı nereye harcamaya karar vermiş olmanız. Kendinize zaman ayırıp, tatmin olma duygusunu yaşamak, diğer hanımlarla sosyal bir etkinlikte bulunmak, herhangi bir şey üretip, üretken olmanın hazzını tatmak ve karşılığında da sevdiklerimiz tarafından yaptıklarımızın beğenilmesi gibi artı değerler elde etmek mi önemli yoksa örneğin, her hafta gün toplantısına gidip o parayı bir pastanede açık büfeye harcamak mı, gereksiz üst baş almak için saatlerce alışveriş merkezlerinde dolaşıp hiç planlanmamış paralar harcamak mı? Yani zaten evden çıkan bir para varsa hobi sahibi olarak sadece paranın gidiş adresini değiştirebilirsiniz. Tabii ki girişken davranıp bunu aile bütçesine de katkıya çevirebilmek her zaman mümkün.

Hazırlık aşamasında olan kitabınızdan bahseder misiniz?

Yıllarca kitap sitelerinden kitaplar satın aldım. Sene başında bu değerli kitaplarıma göz gezdirirken, “Neden olmasın, illâ İngilizce mi bilmek gerekiyor bu güzel kitaplara bakabilmek için? İllâ ki yabancı sitelerden sipariş vermeyi mi bilmek gerekiyor?” diye düşünürken, “O zaman  ben Türkçe bir dekoratif boyama kitabı yazayım.” dedim ve ertesi gün çekimlerine başlamıştık bile! Türkiye’de ilk olacak. Bu kadar kapsamlı, detaylı, marka ve kod numaralarına kadar malzemeleri bile birebir veren, kaliteli, ekonomik bir ahşap veya dekoratif boyama kitabı yok. Fotoğraf çekimlerinden, sayfa tasarımına kadar bana ait olan bir kitap olacak. Tabii ki kitabı hazırlarken, müteşekkir olduğum pekçok kişi var: Arkadaşım Mehtap, kitaptaki tüm boyamaları o yaptı, konu mankenimiz Mehtap. Kitapla uğraşırken atölyedeki dersleri hiç yakınmadan sürdüren Yasemin ve tüm atölye arkadaşlarım bu kitabın çıkmasında hakkı olan diğer kişiler. Hatta öğrencilerim…Herkesin emeği var aslında.

Çok pozitif, “Her eve lazım” gibi duran, enerjik bir yapınız var. Peki evde nasılsınız? Nasıl bir annesiniz?

Başta söylediğim gibi tipik yay burcuyum yani ukalalık derecesinde “Her şeyi en iyi ben yaparım” havası mevcut. Evde de aynı kişiliğe devam. Ne yalan söyleyeyim, ev işini hiç sevmiyorum ama 5 kedili, 1 köpekli bir ev olunca elektrik süpürgem en has arkadaşım oluveriyor. Mutfağı çok seviyorum, yemek pişirmeye bayılıyorum, aşçılık da yapabilirmişim bir yerlerde. Gelelim anneliğe… Tabii ki herkes en iyi bildiği anneliği yapmaya çalışıyor ama bence önemli olan çocuklarımızın görüşü. Zannederim Can benden çok memnun. Hem çok iyi arkadaşız hem de gerektiğinde, benim ondan daha fazla senelerdir bu dünyada olduğumu hatırlattığım, yani annelik rolünü üstlendiğim zamanlar oluyor. Hep onu anlamaya çalışıyorum, ben o yaştayken ne hissederdim düşünceleri ile ona yaklaşmaya çalışıyorum. Can, benim 46 yaşımı henüz yaşamadığına göre, benim ona kendimi ifade etmem çok zor ama ben onu anlamak zorundayım çünkü ben de 13 yaşında oldum bir zamanlar…

Kendi hazırladıklarınız arasında favori bir parçanız var mı?

Yok, hayır, imkanı var mı? 12 senedir yaklaşık 7000 obje çıkmış atölyeden…Tabii ki hepsini çok seviyorum.

Hazırladığınız objeleri birilerine verirken güçlük çektiğiniz, onları çocuğunuz gibi benimsediğiniz oluyor mu?

Hayır, hayır, o aşamaları geçmişiz galiba… Beğenileceğini umut ederek daha da keyifle teslim ediyorum ürünleri.

Dekoratif boyama yapan, ancak Ankara’da olup da sizden eğitim almayanlara ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Dikkat etmeleri gereken hususlar, malzeme seçimi yaparken bilmeleri gerekenler nelerdir?

İşte bu sorunun içeriği için kitap yazıyorum ve web sayfası hazırlıyorum. Herkes dilerse Atölye Beyaz’daki her şeyden yapabilecek kısa zaman sonra.

Evinizi çok güzel döşemişsiniz. Yazık ki Türkiye’de modern ve klasik arasında bu tarz evleri seçen çok olmuyor. Evlerini kır evine dönüştürmek isteyen okurlarımıza ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?

Evlerin yaşanır görünmesi taraftarıyım: Salonda okuduğunuz kitap ve dergiler mutlaka gözüken bir yerlerde durmalı. Ortamı sıcaklaştıran yastıklar, kanepe örtüleri kullanılabilir. Uyum içinde uyumsuzluk çok seviyorum. Yani belli renkler devam ederken, eski ve yeni eşyalar bir arada olabilir ya da tam tersi bütün eşyalar takımsa, aksesuarlarda her renk kullanılabilir. Bir şey uyumlu gitsin, ama diğer şeylerde istediğinizi uygulayın. Herkesin tarzı aslında o kadar farklı ki…Hep önerim şu: Eğer evinizle ilgili bir şeyler yapmak istiyorsanız ama bir şekilde isteklerinizi birleştiremiyorsanız, yardım alabilirsiniz. Bu yardım, tarzını beğendiğiniz bir arkadaşınız da olabilir. Düşünsenize onu da ne kadar onore etmiş olursunuz, “Senin zevkine güveniyorum, gel evimi beraber döşeyelim” derseniz… Bütçeniz uygunsa yine mutlaka araştırıp tarzı size uyan profesyonel birinden yardım alabilirsiniz. İnternet de bu konuda bu aralar çok yardımcı. Evinizin resimlerini çekip çeşitli sitelerden yardım isteyebilirsiniz.

Comments

  1. zeynep bayram says:

    Merhbaa,ne hoş bir blog…..eceyi de çok severim:)
    Takipdeyimm:)